|
|||
|
DUNDARLI Sesi aksediyor yalçın dağların Tarihler yazacak yeni çağların Özde zümrüt gibi güzel bağların Şeyda öter bülbüllerin Dundarlı Göksünde yeşeren ardıcın meşen Gelen şairlerin derdini deşen Sümbüllü dağlarında artıyor neşem Kokar burcu burcu gülün Dundarlı Kokar yaylaların navruz zamanı Eksik olmaz dağlarında dumanı Karşında erciyes, toros bir yanı Bunlardan ilhamı sen al Dundarlı Serin geçer yaylasında yazları Mayıs olur ayırırlar yozları Şalvar giyer gelinleri kızları Biraz sosyeteye alış Dundarlı. Mazin nedir neden adın Dundarlı Zenginleri çok az, hep orta halli Başları çarşaflı belleri şallı Halı dokur kadınların Dundarlı Mehtap basmış ağarmıyor tanyeri Kervan geçmiş çarşı olmuş hanyeri Adını duyarım doğuştan beri Tabiata uygun güzel Dundarlı Bahçelerinde eriğin, kayısın, elman, kirazın Bir cennet andırır görmeli yazın Hele bir de gelirseniz güzün Kokar burcu burcu elmaların Dundarlı Bahar gelir bahçeleri ekilir Küme küme sürüleri çekilir Akar suyun enginlere dökülür Sıhhat kaynağıdır suyun Dundarlı Bacaların hazin hazin tütüyor Çiftçilerin tarlasına gidiyor Çobanların koyunları güdüyor Koyunu kuzusu güzel Dundarlı Mehmet KOLAY |
NİMETSİN KÖYÜM Soğuktur suyu, serttir havası Bahçanla bağınla nimetsin köyüm Baharda çayı yazın da yaylası Coşmanla havanla nimetsin köyüm Yaylasında bulunup börek yemesi Kara çaydanlıkta çay demlemesi Çoban gardaşımın selam vermesi Yaylanla dağınla nimetsin köyüm Fort fort çeşmesinde mangal yakması Fışkırak kayasında nara atması İsmail dağında çiğdem çıkması Daşşüğünle mamellinle nimetsin köyüm Kışın su boyunda ava çıkması Yazın girdaplarda balık tutması Anamın tandırda töskel yapması Çokalınla sayınla nimetsin köyüm Elma bozumunda dala çıkması Bağ bozumunda çubuk yakması Kazanın başında çömçe tutması Çatınla ulaşbağınla nimetsin köyüm İlanla çokalın argını açması Daşşüğün bendini yeniden yapması Kazada ziyanda elden tutması Argınla bendinle nimetsin köyüm Bostan suyunda gece kalması Bağında mısır için ateş yığması Azığında bir kaşık fazlan olması Gönlünle görgünle nimetsin köyüm 12/04/07 Ömer Sevi
|
|
YAYLA
YOLUNDA Sabahtan aldım azığımı yanıma Düştüm ağır ağır yayla yoluna Dediler anca varırsın akşama Aldırmadım devam ettim yoluma Ekinler sararıyor Gırınbaşında Sohbet ede ede gidiyorum taşlarla kuşlarla Buz gibi bir su içtim soğuk pınarında Ağır ağır yürüyorum yayla yolunda İki Tepeler göründü hasretin yarısı bitti Ohçu yaylaya hemen selam söyledi Hafif hafif rüzgarlar esti Oltunun çadırları göründü yayla yolunda Biraz dinlendim Top Ardıcın altında Çıkıyorum İlarenin yokuşunu koşa koşa Sanki arkamda duran hırçın kayalıkların inadına Hiçte yorulmuyordum yayla yolunda Biraz sonra göründü köylümün çadırları Artmaya başladı kuzu sesleri köpek havlamaları Sanki hepsi beni bekliyorlardı Köyümün o güzel insanları ALİ BAY (paşahoca) İsmail oğlu (DÜNDARLI KAS/NİĞDE) |
DÜNDARLIDA (BİZİM KÖYDE) Sabah alel acele bahçeye Aksam sakince köye Yarısı traktörle yarısı eşekle Ot mu çöp mü taşırlar bilmezsin Bizim köyde bizim köyde Bir gün çıkarsan Payır Dağına Şöyle bir bak baştan sona Dündarlıya Unutma bakmayıda Kanıyarıkla İsmail dağına Serin rüzgar vurur bağrına mutlu olursun bizim köyde bizim köyde Birşeyler satılır Sohunun önünde Hanönünde Çıkarken yorulursun Gırınbaşınıda Unutma Dereden geçipte gitmeyi ormana Fort fort çeşmeden su içipte çıkmayı Cüccalığa Bizim köyde bizim köyde Düşerdim yayan yapıldak yollarına Bindirmezlerdi beni moturlarına arabalarına Katarlardı topraklı yolları tozu dumana Vızadan geçerlerdi yanımdan Bizim köyde bizim köyde Bazen balığa kuş vurmaya Bazen de üzümü elma yemeğe Bir yalan söyle bekçiye Ordan öte git Bizim köyde bizim köyde Ali Bay (paşahoca)ismail oğlu (Dündarlı kasabası/Niğde) |
||
DÜNDARLI KASABASI Durmadan akıyor meydandan suyumuz Üzerinde uçuşuyor kurdumuz kuşumuz Ne Yahyalı ne Gümüşler kuşkumuz Dündarlıdır vatanımız yurdumuz Askere gitti şimdi gençleri Rahat uyuyun siz Mehmetçik anneleri Lastik ayakkabıyı özler oldu gözleri Ispanak yemeğine hasret kaldı Dündarlı askerleri Kızları güzeldir bizim Dündarlının Aşıksan birine ne anlamı var yerinde durmanın Sabahlara kadar telefonla konuşmanın Ağlaya ağlaya göz yaşında boğulmanın Ben sevdiğimsiz yaşayamam Su deresine İlareye yaya çıkamam Ilık sular içipte Dündarlılar ben sizden ayrı olamam... ismail ILGIN(ÜSSÜK OĞLU) 14.04.2007 |
KÖYÜM Bahar gelince, Güzide elma bahçelerinle elele verip, Utangaç bir gelin kız misali Yeşil yeşil bakarsın KÖYÜM CEMRE düşünce, Karlarını eritip kar köprüsünün serkeş bir tay misali dedenin bağrından çağlıl çağıl akarsın KÖYÜM YAZ gelince, Irgatlık telaşı her yanı sarıp Bir güneş misali insanı Cayır cayır yakarsın KÖYÜM GÜZ gelince, soldurup tüm renklerini doğanın Bir gerdanlık misali elmalarını güzel güzel takarsın KÖYÜM KIŞ gelince, ölüm soğukluğunu hatırlatıp insana Bembeyaz bir kefen misali Köylümün teninde vakarsın KÖYÜM GURBET yoluna düşünce, Visalin sevincini hüzne kalbedip Bir evlat acısı misali kalbime oluk oluk akarsın KÖYÜM... BİLAL SAĞLAM ADANA 25.04.2007 |
||
DÜNDARLIYA ÖZLEM ÇIKTIM DA SEYREYLEDİM ZİYARET DAĞINDAN SENİ EVLADINI KAYBEDEN BİR ANA MİSALİ MELUL MELUL BAKIYORSUN BANA DÜNDARLI İNDİM DE HANINÖNÜNE GÖZ EYLEDİM AŞİNA BİR YÜZ GÖREYİM DİYE YAVRUSUNA KAVUŞMUŞ BİR ANA MİSALİ BASIYORSUN BAĞRINA BENİ DÜNDARLI SUSADIM DA BİR LAHZA GİRDİM ÇAYINA DURAMADIM ÇIKTIM HEMEN ANINDA VARMI Kİ ACEP EŞİN DENGİN CİHANDA HİÇBİR SU ÇAYIN GİBİ KANDIRMIYOR DÜNDARLI BİLAL SAĞLAM 26.04.07 |
BEKÇİ EMMİ Bir yerden gelmiyorum Sadece fişgana topluyorum Duvarları uçurmuyorum Bırak beni bekçi emmii... Kendi bahçemizden geliyorum Ben çağla çalmıyorum Ceplerimi doldurmuyorum Bırak beni bekçi emmi... Çatın bentinde yüzmedim Bağa girip üzüm yemedim Çubuklarını ise hiç kırmadım Bırak beni bekçi emmi... Mafıfta ceviz ağacı çok büyük Sadece bir iki taş attık Üç beş cevizde biz yedik bırak beni bekçi emmi... Hararın bağında kiraz olmuş İki tane aldıysam ne olmuş Göz hakkı diye birşey varmış Bırak Ali'yi gitsin bekçi emmi... ALİ BAY(PAŞAHOCA) İSMAİL OĞLU bayali334@hotmail.com NOT:mısırını yediğim,cevizini taşladığım üzümünü kirazını yediğim köylülerim hakkını helal etsin... |
||
DÜNDARLI'M Gözümü açtım toprağında, taşında Damarlarımda akan kanımsın DÜNDARLIM. Gençliğimi yaşadım Dündarlıda Şu fani bedende canımsın DÜNDARLIM. Halılarda ilmik ilmik dokundun Şiirlerde mısra mısra okundun Yarim gibi kem gözlerden sakındım Karanlık gecede gülümsüm DÜNDARLIM. Dikilide keserdim kara üzümü Emmide yıkardım hergün yüzümü Dündarlının suyu besler üzümü Yeşiller içinden canımsın DÜNDARLIM. Abdullah ELMAS (Cumayı Oğlu) 31.05.2007 İSTANBUL |
KÖYÜMÜN GÜZELİ Erken kalkmışta gider kişşiğeDizlik bağlamış ince beline Üstü uğralı eli bezili Ekmek yazıyor köyümün güzeli Almış önüne ekmek tahtasını Elinde döner oklavası Üstüne sepeler uğrasını Yazmış ekmeğini köyümün güzeli Sacın başında ekmek bekler Tandıra sürekli gazel atar Bazen de ekmeği hafiften yakar Boncuk boncuk terler köyümün güzeli Sıcak ekmeği kayım yapar Bir taraftan da bezi açar Dolazın üstüne de şeker atar Ballanmış yanakları köyümün güzeli Eşarbını yana bağlar Şalvarı yerlere sarkar Gülünce yüzünde güller açar Goncalanmış gülleri köyümün güzeli ALİ BAY(PAŞAHOCA) İSMAİL OĞLU bayali334@hotmail.com |
||
KÖYLÜ GÜZELİ Hanın önünden salınarak geçer Elinde testiyle suya iner Gençlerin aklı başından gider Yapma böyle köylü güzeli... Kiraz dalında çalıkuşu Düğünlerde yapar gelin başı Oğluna almak ister konu komşu İşte bizim köylü güzeli Çeyiz dizer örgü dantel Kısmetini evde bekler Gönlünde bir aslan yatar Diyemez kimseye köylü güzeli Yaşım küçük vermez baban Gelinlik yapamam kaynanaya Gel kıyma şu garip kızına Yoktur anlayanı köylü güzeli Baba ocağına veda eder Hem ağlar hemde gider Olmaz olsun böyle kader Bahtın karaymış köylü güzeli DÜNDARLI dağlarına bakar Bir ahla içini çeker Geçim ehlidir bahtına küser Derdine yanar köylü güzeli El oğludur halden bilmez Bu kara düzen böyle gitmez Kimseler ziyaretine gitmez Bekle belki gelirler köylü güzeli DÜNDARLI gözünde tüter Anılarıyla efkar atar Kaynana dili de pek bi beter Bu kara düzen böyle gider Elden ne gelir köylü güzeli DÜNDARLININ el değmemiş gülüydün Köy gençlerinin en güzel düşüydün Sen yaban ellerin harcımıydın Babanda haysiyetin yokmuş köylü güzeli Son sözünü söylüyor dinleyin ağalar Çocuk yaşta ben yandım yanmasın bacılar Sonra karalar bağlar analar babalar Son pişmanlık neye yarar Soldu işte köylü güzeli... İsmail MALHATUN (MUSTAFA OĞLU) |
GÜZEL DÜNDARLI Kimler geldi geçti senin üzerinden Ne sırları gizliyorsun en derinden, Anlatmazsın kimseye, bildiklerinden Sırlar diyarısın güzel DÜNDARLI Çocukluğumu, gençliğimi paylaştım senle, Şimdi ne oldu bize:sen nerde ben nerde Gelmek istiyorum sana her seferde, Ayrı diyardayım senden güzel DÜNDARLI Hasretle andım seni bu gece İçim sızladı ince ince Gelseydim sana bir vakit sessizce Basar mıydın bağrına güzel DÜNDARLI Biliyorum kırgınsın bizlere Ziyaretine gelmiyorum diye Haklısın kızmakta bu serseriye İhmal ettim seni güzel DÜNDARLI Geleceğim bir gün, geleceğim sana Bakacağım o engin dağlarına ,tasına Aldırma sen gözlerimin yaşına Sitemim kendimedir güzel DÜNDARLI Burda senden uzakta mutluyuz sanma Gurbettekiler hasretinle yanmakta Bülbül misali ayrı düştük gül bağından Vuslat yakındır inşallah güzel DÜNDARLI İSMAİL MALHATUN MUSTAFA OĞLU(KAYSERİ) |
||
İsmailin başından köyüme baktığım. Taşına toprağına dertlerimi döktüğüm Gurbet elde bunca yıldır hasret çektiğim İnsanlarımın dostluğunu özledim Benim gurbet elde yüzüm gülmedi Gülsem bile içimdeki keder bitmedi Çektiğim hasretlik çilem yetmedi Birgün hayalimden düşümden gitmedi Gelip toprağımda ölmeyi özledim Mehmet Babaoğlu 15.04.2006 |
ÖZLEDİM İzozluk yaptığım sapanım Kışın kuş tuttuğum kapanım Naylondan yaptığım kızağım Kavaklardaki yavruları özledim Ortapınarda görpe güderdim Üç kardeşlere çaya giderdim Kör anamın iliğini keserdim Kör anamın bağırmasını özledim Ağaçları kesip deynek yapardım Gamalağın gölgesinde yatardım Gece ardıçları kefenleri yakardım Dağlarda koyun gütmeyi özledim Top oynardık okulun ardında Yoğurt çalardık çayın başında Gölek yapardık sokağın başında Hanınönünün çamurunu özledim Bulgurdan sade yağlı pilov yapardım Kabaklardan yapraklardan tabaklar oyardım Salatanın içine üzümün goruğunu koyardım Söğüt derede bağ beklemeyi özledim Düğünlerde adamlar köçek yapardı Yinge giderken kadınlar dama çıkardı Millet birbirine habire dayak atardı Güveği başında haleşeni özledim Mehmet Babaoğlu 22.02.2008 |
||
DÜNDARLI Ne günlerim geçti Dündarlı sende Sana bir destan yaktım Dündarlı Unutulmaz anılar bıraktın bende Gün geldi çağlayıp aktım Dündarlı Dibek boğazından öküzü seçtim Guyubaşlarından hızınan geçtim Guruçayır'daki sabana koştum Çok tarla sürdüm ektim Dündarlı Oyraktan bir ganı çalı yükledim Köfeklikten geçtim çata ilettim Ocakları yaktım bağı kaynattım Misir pürçünden hayma diktim Dündarlı Üzüm kestim bıçkıyınan çıbıktan Getirdim teknede ezdim sabahtan Pekmez yaptım elmayınan kabaktan Kazanın altını yaktım Dündarlı Kar köprüsünde çaşır biçerken Kara bir yılan gördüm yolda giderken Eşşamı yapma iderken Şelek şelek kendim çektim Dündarlı Çatırkaya'dan kevçik topladım Ganıyı çamıra çektim sapladım Oturdum ağladım zıp zıp zıpladım Kurtaran olmadı tek'dim Dündarlı Yapıldak biçmeye çiftliğe gittik On gün durduk anca bir ganı ittik Yükledik adadan tekneyi yittik Balçığa saplandım çöktüm Dündarlı Kuşlukleyin üç ganıyı yükledik Gurba'da bir mola verdik bekledik Mamerliye geldik biraz tekledik Ganı yittim, çok ter döktüm Dündarlı Ekin tarlasında katık yoğurdu Şekerli su yaptık, içen çoğudu Yığının dibinde terim soğudu Kadere boynumu büktüm Dündarlı Misir unundan topak yapardık Sacın üstünden alır kapardık Peyniri bulursak sıkmaç yapardık Kümpürü ocağa soktum Dündarlı Ağdere, Yanık'ta koyunu güttüm Kuzuyu taşladım sürüye kattım Aşağı değirmende unu üğüttüm Eşşekle eve yıktım Dündarlı Sarı pınarlarda davar sağdırdım Kulaksız eşşeğe bindim koğdurdum Zaptedemedim bahçelerde goyverdim Sonra tuttum yola çaktım Dündarlı Bir sene davarı yaylaya sürdük İlareye çıktık çatırı kurduk Orman gittik üç yerde durduk Oluktan yukarı çıktım Dündarlı Hangi hatıranı sayam bilmemki Günlerce yazsam bitirememki Çoğunu aklıma getirememki Söz geldi buraya yıktım Dündarlı Feryadiyem Dündarlıdır vatanım Senin için atar damarda kanım Her zaman gitmeyi istiyor canım Uzaktan uzağa baktım DÜNDARLI Kamil Oğlu Mustafa UZUNTAŞ Emekli Öğretmen |
Ayrı kaldım yarenimden dostumdan Arada bir hatır sorasım gelir Kimse anlamıyor benim kastımdan Herşeye kafayı yorasım gelir Vatan diye yurt tutmuşum burayı Kuşlar gibi arıyorum yuvayı Gönül hasret çeker ister sılayı Kendimi yollara vurasım gelir Hasret kaldım bahçedeki güllere Canım kurban dosta, tatlı dillere Sıladan gurbete esen yellere Açıp kara bağrı durasım gelir Vatan olmaz altın kafes bülbüle Kendi kara çalım benzer bir güle Bir elime geçse binsem düldüle Tez elden sılaya varasım gelir Emmimi dayımı, teyze halamı Gardaş, bacı, yeğen, hemde balamı, İhtiyar babamı yaşlı anamı, Burnumda tutar göresim gelir Feryadiye vatan olmaz gurbet el Sıla türküsünü söyler esen yel Pas tutmuş ses vermez sazımdaki tel Vurup taştan taşa kırasım gelir Kamil Oğlu Mustafa UZUNTAŞ Emekli Öğretmen DÜNDARLI Aladağın eteğinde kurulmuş Dağlarından kekik kokar Dündarlı Dört bir yanın yeşillikle sarılmış Erciyes'e karşı bakar Dündarlı Üst tarafta orman kaplı çok dağlar Alt başında uzar bahçeler, bağlar Her dereden akar pınarlar çağlar Birleşir dereler akar Dündarlı Dedenin suyu coşar nisanda Bir coşku yaratır bakan insanda Dört ay sonra bundan mahrum olsanda Yine aynı anda çıkar Dündarlı Bahçelerde mor mor açar sümbüller Sevgiyi anlatır, dikenli güller Seher vakti öter şeyda bülbüller Gönüllere duygu dolar Dündarlı İlkbaharda koyun kuzu meleşir Çobanları yaylalarda eğleşir Zirvelerin gökyüzüyle birleşir Yolun dağdan dağa aşar Dündarlı Dert ile derman sende barışır Elmaların Amasya'yla yarışır Çam kokusu bal tadına karışır Arı her çiçeğe konar Dündarlı Pek hoş olur bahçelerde gezmesi Değirmen argında çimip, yüzmesi Bağ kaynatırken, şerbet süzmesi Ağıza başka tat katar Dündarlı Göğçağılın suyu yaz-kış kesilmez Buz gibi suyuna paha biçilmez Dede coşunca sudan geçilmez Akar deli deli coşan Dündarlı Akar suyuyla çok köy sulanır Varır gider Erciyes'e dayanır İlk baharda dağlar renge boyanır Kuşlar neşe ile uçar Dündarlı Görülmeye değer cuccalık, orman Suyu havası hastaya derman Kızları hamarat, yiğidi harman Namın Türkiye'yi tutar Dündarlı Feryadiyem hangi birin söylesem Anlatamam asla seni ne desem Son demimde varıp gönül eylesem Hasretin sinemi yakar Dündarlı Kamil Oğlu Mustafa UZUNTAŞ Emekli Öğretmen |
|